17 Şubat 2010 Çarşamba

İLK AYRILIK


İlk kez hastane dışında ayrı kaldık. 6 günlüğüne Paris'e gitmemiz gerekti iş için, babanla benim. Sen babaanne ve dede ile evde kaldın. Gitmeden önce çok korksam da, kazasız belasız atlattık bu süreci. Biz yokken keyfin yerinde imiş. Baban benden 1 gün önce döndü. Onu sabah kalkıp yatakta görünce kahkaha atmışsın. Sonrasında herzamanki sabah oyunlarını oynamışsınız. Bana da farklı davranmadın. Hatta sanki 1 haftadır ayrı olan biz değilmişiz gibiydin. Benim içinse durum çok farklı idi. Senden önce her ne kadar iş için de olsa gittiğim seyahatlerden keyif alırdım açıkçası. Ama bu sefer senin özlemin o kadar ağırdı ki... Garip bir duygu bu, anlatılmaz yaşanır denen cinsten...
Gelişiminde çok büyük bir değişikik yok"baba" ya devam, emeklemeye devam, ayağa kalkma, oturma devam... Bir de şu yürüme olayını çözersek süper olur...

3 Şubat 2010 Çarşamba

YOK BİŞİİİ:)


"Bu çocuk spastikse ben de Marilyn Monroe'yum" dedi fizik tedavi profesörü Nadire Hn. Çok güldüm buna. "Tamam, sağ bacak da kasılma var ama o kadar ciddi değil, belki sağ ve sol bacak arasında hafif bir fark olabilir ama bunu bilmeyen biri anlamaz, dert etmeyin" dedi. Nasıl rahatladığımı anlatmama gerek yok sanırım.

Bir de pedagoga gittik. Gelişimini tam tamin ettiğim gibi 12 ay ile 15 ay arasında buldu. Normalde iyi bir prematürenin gelişiminin düzeltilmiş ay ile kronolojik ay arasında olması bekleniyor. Yani senin gelişiminin 15 ay ile 18 ay arasında olması ideal olandı. Oysa sen 18 ayın 6 ayını hastanede geçirdin ve o süreçlerde hiç gelişme göstermedin doğal olarak.

Göz doktorunu da ziyaret ettik göz kayması için. Her gün yarım saat sol gözü (yani kaymayan gözü) kapama bantlarıyla kapamamızı önerdi, fakat ne mümkün! Bantı yapıştırmaya yeltendiğim an elin banta gidiyor ve çekip çıkarıyordun. Uykunda yapıştırmayı deneyeyim dedim, uyandığında gözünde olursa belki ellemezsin diye düşündüm ama maalesef daha dokunur dokunmaz uyandın, bantı çekip tekrar uyudun. Doktora sordum, ne yapalım diye. Bir damla önerdi, gün aşırı sabahları sol göze 1 damla damlatın 1 ay sonra kontrole gelin dedi. Ama damlanın yan etkisi çok, ateş, huysuzluk yaparsa bırakın deyince açıkçası denemedim bile. Varsın biraz daha kaysın gözlerin. Aklın ermeye ve gözlerini kapatmamıza izin verdiğinde kullanırız o bantları. Tedavin biraz daha uzun sürer belki. Belki de büyüdükçe göz sinirlerin güçlenir ve hiç gerek kalmaz banta da...İyi düşünelim iyi olsun oğlum...

Bir de artık "baba" diyorsun. Ama haksızlık bu, hani "anne"?...