28 Aralık 2009 Pazartesi

SPASTİSİTE

Yorgunum, kızgınım, üzgünüm, ama yine de umutluyum oğlum... Bunu da aşabileceğimizi biliyorum. Bunu da yenebilirsin sen... "Spastisite sadece bir doktor kontrolünde karşımıza çıktı, sonra unuttuk gitti" diyeceğiz ilerde, biliyorum... Hani bir ara "ROP" la korkutmuşlardı bizi, sonra taaa en başında "normal bir çocuk olmasını beklemeyin" demişlerdi, "bu çocukta nöbet olur" demişlerdi. Bak hepsi nasıl yanıldı... Yine yanılacaklar, değil mi oğlum?

Çok büyük bir problem olsa, şimdiye kadar farkedilirdi zaten. Ya da biz farkederdik. Gerçi sağ elinle sol elini kullanma arasında fark olduğunu biliyorduk, ama çok belirgin olmadığı için ve dünyada bir sürü solak insan da olduğu için üstünde çok durmadık. Beyninin sol tarafına daha çok hasar veren hidrosefalinin bize küçük bir armağanı diye düşündük. Ama sol ayakla sağ ayak arasındaki farkı anlamamıştık. 2 gün önce Özek'e kontrole gittiğimizde, ortaya çıktı. Sağ ayakta spastisite vardı. Teşhisi o koydu yani. Arkasından da en kötü senaryoyu anlatıverdi. Sağ ayağını parmak ucuna bastığından, aksama, bu yaşta kasların kasılı kalması sonucu, aksamadan dolayı henüz kıkırdak yapıdaki kalçanın yanlış kemikleşmesi sonucu yapı bozukluğu, yürüyememe vs... Tedavisi; fizik tedavi, botoks, cerrahi müdahale... Yoğun fizik tedavi önerdi şimdilik. Muayenehaneden çıktıktan sonra, arabada kafamda koltuk değnekleri, tekerlekli sandalyeler uçuşuyordu. Allahtan hemen ardından fizyoterapistimiz İmran ablanla randevumuz vardı. İmran içimizi ferahlattı biraz. Durmunun o kadar kötü olmadığını, çalışarak aşabileceğimizi söyledi. En fazla "ortez" takarak hallolur dedi. Bakalım zaman ne gösterecek...

Bu arada kaç zamandır gözlerinin ara sıra kaydığını farkediyordum ama evde kimseyi ikna edemediğimden, doktora götürmemiştim seni. Belki ben abartıyorumdur diyordum. Maalesef Özek de aynı teşhisi koydu. Bir ara göz doktoruna da gitmemiz lazım...

Hidrosefalinin bıraktığı hasarlar vücudunda yavaş yavaş ortaya çıkıyor velhasıl. İki gündür, algını nasıl etkilemiş olabileceğini düşünüyorum. Birçok şeyi geç yapıyor olman acaba prematürelik ve bunca ameliyattan mı kaynaklanıyor, yoksa hidrosefaliden mi? Düşünüyorum. Şimdi bunun cevabını bulmalı mıyım? Yoksa zamana mı bırakmalıyım?

17 Aralık 2009 Perşembe

AMELİYAT, GRİP, BOP

Nerden başlasam, nasıl anlatsam. Yine ameliyat olman gerekiyor, maalesef. İdrar yolu enfeksiyonu bittikten sonra sünnetini yaptıralım diye üroloğa gittik. Testislerin hala inmediği için hemen ameliyat olman gerektiğini, aynı ameliyatta sünneti de halledebileceğini söyledi. Biraz araştıralım dedik. Bir kaç doktorun daha fikrini aldık. Bir kısmı önce hormon tedavisi denenmeli, başarılı olmazsa 2 yaşına kadar ameliyat olabilir diyor. Bir kısmı hormon tedavisini önermiyor, kısa vadede ameliyat diyor. Neden tedavi edilmesi gerekiyor : Eğer testisler kanalda kalır, torbaya inmezse; ilerde testis kanseri olma olasılığın yükseliyor, bu birincisi. İkincisi ise kısırlığa sebep olabiliyormuş. Yani testisleri zamanında torbaya inmiş bir bebek de ilerde kanser veya kısır olabilir, sadece ameliyat olmazsan sende bu olasılık daha fazla. Prematüreliğin bir armağanı daha bize. Önce hemen ameliyat ettirecektik seni, sonra düşündük taşındık ve bahara erteledik. Malum yazı hastanede geçirdik. Yeni yeni kendine geliyorsun, ortalık domuz gribinden geçilmiyor. Bütün bunları göz önüne alınca baharı beklemenin daha iyi olacağına karar verdik. Sünnet de kaldı maalesef. Ama kaş yaparken göz çıkarmanın alemi yok. İki kere anestezi almanın da hiç alemi yok. Koruyucu antibiyotiğe devam, idrar yolu enfeksiyonu için.

Domuz gribi demişken, bu kış bütün dünyada domuz gribi salgını var. Bildiğin grip aslında ama kronik hastalığı olanları maalesef ölüme götürüyor. Ya da öyle lanse ediliyor. Değişik komplo teorileri var tabi. Sonra bir de aşı çıkardılar başımıza. Aşı olun diyorlar ama bir ton yan etkisi var. Türkiye'ye gelen aşıların kalitesi ile Amerika'daki aşılar farklı imiş. Sana yaptırmayı düşünmüyordum, o kadar çok konuşuldu ki, hadi doktora sorayım dedim. Doktorumuz da nörolojik yan etkilerinden dolayı önermeyince rahatladım. Üstüne bir de Almanya'da bu aşının 3 yaşın altındakilere yapılmasının yasak olduğunu duyunca iyice rahatladım.

Ben buraya not etmeyi unuttum; 1 aydan fazla oldu; ilk kelimeni söyledin. Oğlum; insan "anne" der, "baba" der, ne bileyim "dede, mama" vs der. Ama "bop (top)" denmez ki oğlum yaaa :) İlk kelimen top oldu.

Artık kedi pozisyonunda emekleyebiliyorsun. Halının üstünde sürünerek ilerlemekte zorlandığın için olsa gerek, kedi pozisyonunda emekliyorsun; parkeye geldiğin anda yere yapışıp son sürat sürünüyorsun. Tabi tutunup ayağa kalkmaya da başladın. 1 sn yanlız bırakılamaz durumdasın anlayacağın.