23 Mayıs 2010 Pazar

"ABBAAA"

Biraz önce bana bakıp "abbbaaa" dedin. En azından "baba" dan sonra "abbaa" ya transfer olabildim:) mi acaba?

22 Mayıs 2010 Cumartesi

ÜST SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONU

Ben seni kaçırmaya/kurtarmaya çalıştıkça ilaçlar daha da güçlenerek savaş açıyorlar sanki. Söz vermişler kendi aralarında. "İnanç muhakkak en az bir ilaç kullanmali."Tam sünnetini planlamışken bugün, kurtulacakken şu antibiyotik stresinden, idrar yolu enfeksiyonundan, bu sefer de üst solunum yolu enfeksiyonu çıktı ağır tarafından. Bugünkü gittiğimiz doktor az daha hastaneye yatıracaktı seni. Şimdilik evdeyiz. Uyuyorsun, arada öksürüklerle şu anda. Dün gece zor geçti, 39 C ateşi gördük bir ara. Dün öğleden sonra kusmuşsun sürekli, ben işteyken.

Sünnet kaldı tabi. gelecek haftasonuna toparlanırsan belki... Aslında hafif öksürük ve balgam uzun zamandır vardı. Her zaman aldığın Asist'i verdim. Üzerinde durmadım çok fazla. İlk asist tedavisinden sonra toparlamıştın da. birkaç gün sonra tekrar başladı aynı hafif öksürük. Sonra sesin değişti. Ardından önceki gün öksürük arttı, dün burun akmaya başladı ve bugün geç kalınmış bir doktor ziyareti yaptık. Daha önce gitseydim belki bunları yaşamazdık. Biryandan da erkenden götürmek için bir sebep yoktu. Çocuğu hapsursa doktora grip oldu diye koşan nazlı annelerden de olmak istemiyorum/dum, zira...

Bugün nörologa da gittik bu arada. Spastisite yok dedi Serap Hn'da. Yoğun fizik tedavi önerdi sadece. Yani öyle bizim yaptığımız gibi ayda bir yeterli degilmis, ona gore. Bir de ekstra vitamin verdi. Bacalarını çok zayıf buldu. 6 ay sonra da gormek istedi seni.

12 Mayıs 2010 Çarşamba

KONTROL

Bugün nefrologumuza gittik. Kontrol zamanı idi. Uzun zamandır tartılmamıştın. Hala 9900 gr'sın. Aşamadık şu 10 kg'yu. Boyunu uzun zamandır ölçmüyorum.

Ilmay Hn genel olarak iyi buldu halini. Çok büyük bir ihtimalle normal hayatını sürdürebilir dedi. (binlerce şükür). Tabiki 6 ay önce söylediği gibi acil sünnet olman gerektiğini tekrarladı. Kararsız annen biliyorsun 6 aydır düşünüyor ama basireti bağlandığından mıdır nedir bir türlü harekete geçemiyordu. Ama artık geçmesi gerek. Yeni bir doktor ismi daha aldı. Bir de onu araştırsın bakalım. Kendisi hala neyi araştırıyorsa, kendi kendinden bile sıkıldı. Altı üstü sünnet olacaksın, testis ameliyatı olayın sonraya kalacak. Yapması gereken bu. Evet evet bu yol izlenmeli. Sadece sünnet olacaksan, o zaman da herhalde bir herhangi bir çocuk cerrahı yapar bu işi. Büyütmemek lazım. Sonuçta babanı mahallenin sünnetçisi sünnet etmiş:)

Testisle ilgili Ilmay Hn, hormon tedavisini önerdi. Başka bir fikir daha... Bilemiyorum.

Spastisite ile ilgili de konuştuk. Ayaklarında (bu sefer de her 2 ayağında) hala tonus(yoksa klonus muydu- hiç doğru kelimeyi öğrenesim yok şu saatte) var. Bu sebeple bir nörologun görmesi iyi olur diyor. Haklı galiba, gitmeli Serap hn'a zaman kaybetmeden.

İyi haber profilaktik antibiyotiği sünnetten sonra kesebilirmişiz. Gerçi ben 1 aydır 6. hissimi dinleyip kesmiştim. Risk aldım biliyorum ama bence artık alınabilirdi.

6 ay sonra voiding çektireceğiz ve sonra inşallah o da temiz çıkacak ve bu böbrek reflüsü olayını da kapatacağız. İnanıyorum, bitecek bu da.

Ya burda da anlatmam lazım, bu testis ameliyatı olmanı söyleyen ilk doktor - ki kendisi doçent üstelik- sünnetle testisi birarada yapalım çocuk 2 kez anestezi almasın demişti. Üzerine de benimle ameliyat ücreti konusunda ciddi pazarlık yapıp, 2 hafta üstüste "bu hafta ameliyatım var sizin çocuğu da yapalım" diye aramıştı. Bu "2 kere anestezi almasın" lafı üzerine salak annen şartlanmış ve şimdiye kadar bu sebeple beklemişti. Halbuki geçenlerde bir cerrah arkadaşla konuşurken uyardı beni, sünnetteki anestezi ile ameliyat anestezisi aynı şey değilmiş, onun için bekletmene gerek yok dedi, sağolsun. Böylesine de rastladık yani bu süreçte: tüccar doktor! Bu tüccar doktor ve tüccar hastanelerle ilgili o kadar çok hikayem var ki buraya yazamadığım/yazmadığım. Sen büyüyene kadar unutmam umarım.

11 Mayıs 2010 Salı

ÖYLESİNE...



Biraz önce küçülen kıyafetlerinin olduğu hurcu düzenledim. O küçücük kıyafetleri görünce garip hissettim. Doğumundan 1.5 ay sonra giymen için aldığımız preamatüre bebek kıyafetleri o zaman sana kocaman gelirken, şimdi gözüme bu kadar küçük gelmesi ne komik. Sanki avucumun içine sığan o küçücük beden ve benim o zamanki halim hayal gibi. Başka bir boyutta başka bir ben ve başka bir çocuk var ve sürekli aynı şeyler yaşanıyor gibi geliyor zaman zaman. O kadar taze ama o kadar uzak... Amaaaaannn boşver oğlum, geçti işte. Geçiyor herşey. Zaman herşeyin ilacı imiş.

Yazmayalı çok belirgin bir değişiklik yok aslında sende. Yeni kelime yok, hala emekliyorsun, iki elinden tutunca yürüyorsun. Ama genel tavrında ve oyun oynama şeklinde değişiklikler var. Artık kitaplarla ve puzzle'larla ilgileniyorsun. Çocuk kitaplarındaki şekilleri sorduğumda doğru cevabı verebiliyorsun. Arabalara bayılıyorsun. Çekmece, dolap kapağı açıp kapamak en büyük eğlencelerinden. Emeklemede çok hızlandın. Ve bu sebeplerle evde kafanı oraya buraya çarpıp zaman zaman düşüyorsun... Ara sıra parka gittiğimizde, kaydıraktan kaymaktan keyif aldığın söylenemez, salıncaktan ise korktuğun için sallanamıyorsun.