29 Mayıs 2009 Cuma

DÖNÜŞ


Bugün önemli bir gündü. Çünkü bugün seni minderine sırtüstü bırakıp yan odaya geçmişken, döndüğümde yüzüstü parkenin üstünde buldum:) Oğlum bugün ilk defa kendi başına döndü.

26 Mayıs 2009 Salı

YEMEK MEVZUSU

Kusma sorunumuz hala devam ediyor. 2 haftadan fazla oldu. Anlayamıyorum sebebini. Şant olsa daha farklı belirtiler de olurdu, onlar yok. İdrar tahlili ve kültürü yaptırdık temiz çıktı. Dişler sebepse bu kusmalara yandığımızın resmidir. 20 gün önceki tartın 7220 gr'dı. Dün 7165 gr tartıldın. Halbuki bu sürede 300-400 gr alman gerekirdi. Her 1 gr ne kadar önemli benim için. Sen doğmadan önce böyle bir şeyle karşılaşsam, "aman alır kilo, çocuk bu ne olacak" derdim. Mantıklısı da bu, ama konu sen olunca her zamanki kadar mantıklı olamıyorum. Kusmanın sebebi süt veya yoğurt değil bunu tespit ettim. Dün doktora gittik reflü gibi duruyor dedi, Marmara'dayken kullandığın Gaviscon'u önerdi. Bir de önceki iştah açıcı şurubu hatırlattı. Açıkçası yan etkisini okuduğum için vermek istememiştim sana. Kusmaların geçmeyip bir de kilo kaybedince dün gece verdim maalesef. Benim güleç oğlum gitti bugün; asabi, mızmız bir çocuk vardı yerinde bu ilaç yüzünden. Dün gece 3'teki mamana katmıştım ilacı daha etkisi yeni yeni geçiyor ki saat akşamın 7.30'u şu anda. Hiç içimden gelmiyor vermek ama bu akşam daha erken saatte vereceğim galiba, bir akşam daha deneyelim. Bugün için şu ana kadar kusmadın, bakalım akşam yemeğini de yiyebilecek misin? Hem öğün miktarın azaldı hem öğün sayın bu dönemde. Yediğin yemek miktarı 100-120 cc maksimum. 2 hafta öncesine kadar 150-180 cc yiyordun ve öğün sayımız 4'tü gün içinde, şimdi ise 3 öğünü zor yediriyorum. Bakalım sonu nereye varacak...

YANGIN

Bursa'da bir hastanede yangın çıktı dün gece. Yangından en çok yetişkin ve yeni doğan yoğun bakım bölümünün olduğu kat etkilenmiş. 16 erişkin yoğun bakım hastasının 8'i kaybedilmiş. Bakan "zaten hayati tehlikesi olan hastalardı" demiş ölenler için. Ne kadar ucuz bir ülkede yaşıyoruz oğlum. Haberlerde aynı katta yer alan ve 13 bebeğin bulunduğu yeni doğan yoğun bakım hastalarından bahsedilmiyor. Anlaşılan 15 dakika içinde diğer hastanelere sevkedilen 17 çocuk hastanın 13'ü yoğun bakımda yatan bebeklerdi. O yaşama tutunmaya çalışan 13 bebeği düşünüyorum, ailelerini düşünüyorum, içim yanıyor.

19 Mayıs 2009 Salı

AÇIKHAVA GEZİNTİLERİ

Havalar ısındı ve biz artık açık havaya da çıkmaya başladık oğlum. Yukardaki fotoğraf ilk açıkhava gezintinden. İlk anneler günümüzde anneannenlerle gittiğimiz Sarıyerde bir balıkçının bahçesinde çekildi.
Bu fotoğraf ise geçen hafta sonu Yıldız Parkında çekildi. Aynı yerde, papatyaların arasında geçen sene sen karnımdayken çekilen bir fotoğraf daha var arşivimizde.

BINGILDAK VE KUSMAK

Problemin biri bitiyor biri başlıyor. Allah beterinden korusun...

2 hafta önce aşı yaptırmak için sağlık ocağına gittik. Aşıdan önce bıngıldağını kontrol etti hemşire, bulamadı. 2. hemşire ve ardından çağırdıkları doktor da bulamayıp bana bıngıldağının kapandığını ve hemen bir üniversite hastanesine gitmemizi önerdiler. O geceyi nasıl endişeli ve gergin geçirdiğimi anlatamam. Ertesi gün koşa koşa doktoruna gittik. Çok şükür ki kapanmamış. Gitmişken çektirdiğimiz mr'ı ve raporlarını da götürdük. Memet Beyin sadece mr'a bakarak (raporu okumadan!- fazla kendine güven de iyi değil bir doktorda) omurilikte kist teşhisini anlattım. Doktorun Berkan Gürakan raporda öyle bir şey olmadığını söyledi ve filmleri alıp hastanedeki ilgili doktorlara götürdü. Sonuç : omurilikte bir problem yok.

Beslenmenle ilgili de değişiklikler yaptı. Yeteri kadar mama içmediğin için süte başlamamızı önerdi. Yediklerimizden tattırmaya başlamamızı söyledi.

Geçen hafta anneannen bizimleydi. Sabahları kahvaltını o yaptırtıyor ben biraz daha uyuyordum. Birkaç kez senin kahvaltıdan sonra kustuğunu söyledi. Anneannenin yediremediğini düşünüp üzerinde durmadım fazla. Birkaç kez öğleden sonra da kustun. Çok hareket etmene, veya ilk defa yediğin çorbaya vs'ye bağladım. Sonra bu kusmalar haftasonu da devam edince endişelenmeye başladım. Günde 1-2 defa kusuyordun. Hatta bir gün 3'e çıktı kusma sayısı. Kusmanın sebebinin süte başlamamız olduğunu düşünüp mamaya tekrar döndüğümüz halde Pazartesi sabah erken saatlerde içtiğin mamayı da kustun. Ben de ilk iş Berkan Bey'i arayıp durumu izah ettim. Her yediğini çıkarıp çıkarmadığını sordu. Eğer her yediğini çıkarsa şanttan diye düşünürdük deyince benim jetonlar tıkır tıkır düştü. Eğer şantta tıkanıklık olursa kusma ile kendini gösterebilir çünkü. Semra hemşireyi aradım hemen. Kusma haricinde ukuya meylin, huzursuzluğun veya bilinç kaybı gibi belirtilerin olup olmadığını sordu. Çok şükür ki diğer belirtiler yoktu. Hatta sen kustuktan sonra gülmeye başlıyordun çoğu zaman. Dün Berkan Bey ve Semra hemşire ile konuştuktan sonra 3 kez daha kustun. Yani toplamda 4 kez. Nerdeyse verdğim her öğünü çıkardın. Berkan Bey bir şurup vermişti. Onu içirmeyi denedim ama maalesef daha tadını alır almaz ağlamaya başladın. Bugün kusmadın Allah'tan. Ama mümkün mertebe az yedirdim. Doğru mu yaptım emin değilim. Sütü kesmiştim, bugün yoğurt da vermedim. Bugünlük iyi gitti ama yarın ne olacak bakalım.

Bu arada bugün üst dişlerinin gözükmeye başladığını farkettim. Acaba kusmanın sebebi diş çıkarman olabilir mi? Emin değilim. Yarın doktorunla tekrar konuşacağım.

2 Mayıs 2009 Cumartesi

GELİŞMELER


Bizi geçen ay içinde korkuttun ama çok şükür ki herşey yolunda. Demek sebepsiz şişme ve kızarıklık da olabiliyormuş şantta. Bunu da tecrübe ettik. Doktorunu görmeye çabaladık sonrasında ama adamın o kadar çok ameliyatı vardıki yakalayamadık ameliyat arasında. Sağolsun Semra Hemşireyle karşılaştık hastanede. Seni görünce rahatlattı bizi. Kendinde olduğu sürece problem yok dedi.

Fizik tedaviye devam ediyoruz hala. Geçen hafta emekleme denemelerine başladın. Aslında sürünme denemesi demek daha doğru olur. Biz önüne oyuncaklar koyup daha ileri gitmen için teşvik ediyorduk ki, bunun yanlış olduğunu öğrendik. İmran ablan (fizyoterapistimiz) kendi başına hareket etmeye çalışmanın süper birşey olduğunu ama sürünmeni önüne oyuncak koyarak desteklemememiz gerektiğini söyledi. İstenen ellerini ve ayaklarını kullanıp gövdeni kaldırarak emeklemenmiş. Bunun için yapmamız gerekeni gösterdi. Hala 180 C dönemiyorsun ama 90 C'ye kadar rahat rahat, gerine gerine dönüyorsun. Bir de koltuk altından tutup ayaklarının üstüne bastırmamdan çok keyif alıyorsun. 2-3 saniyelik basışlar bunlar ama olsun. Artk oturtmaya başladık seni. Destekli oturuyorsun sayılır. Sayılır diyorum çünkü mama sandalyesinde bir müddet sonra alt kemere tüm ağırlığı veriyorsun. Bu arada geçen ay başında mama sandalyemizi aldık. İmran ablan kendi başına yemek yemeyi öğrenmen için mama sandalyesine geçip yemek yeme işlemine seni de dahil etmemizin iyi olacağını söyledi. Bebekleri 6-8 aylık olduklarında yemek olayına dahil ettiğinde 1 yaşına geldiklerinde kendi başına yemek yemeyi öğreniyorlarmış. Biz de deneyelim dedik ama maalesef mama sandalyesini alınca farkettik ki önündeki tepsiye uzanman için öncelikle desteksiz oturman lazım. Bir keresinde de eline kaşğı verdim mamana bulaştırıp ama sen direk boğazına soktuğun için az daha kusuyordun:) Yani bizim için daha vakit var. Bu arada artık ciddi ciddi uzanmaya başladın. İstediğin bir oyuncağı gösterdiğimde almak için uzanıyorsun. Yazarken farkettim bayağı bir yol almışız, aman maşallah diyelim... Çok korkuyorum nazardan, itiraf edeyim... O yüzden de elim varmıyor buraya yazmaya bir çok şeyi.... Bir yandan da diyorum ki gün gelir belki birilerine umut oluruz kimbilir. Malum sen ilk değilsin bu hastalıkla uğraşan, her ne kadar biz seninle birlikte öğrensek de hastalığı ve ne yazık ki son olmayacaksın. Hastalığını ilk öğrendiğimizde bunu daha önce yaşamış birilerini bulmak, birilerinin iyi olduğunu duymak için ne kadar da çırpınmıştık. Neyse, hatırlamak istemiyorum daha fazla. İşte bu yüzden buraya yazmaya devam etmeliyim diye düşünüyorum.